Kategori Arşivleri: Hikaye

Çukurdaki Kral

Gel sana büyük liderlerin kaderinden söz edeyim. Onların yazıları gece ve gündüz gibi iki kutupludur. Çevrelerinde biriken dalkavuklar övgüler akıtır kulaklarına, hak etsin etmesin adlarına destanlar yazılır. Öte yandan korkakların ve kıskançların da dilinden karanlık masallar eksik olmaz. O yüzden başbuğum; gün gelir sen de kendine sorarsın; kimim ben aslında? “Kimsin sen Attila?” diye bağırdı […]

İlk Miras

Efsaneler hürmetine diyarlar halka halka dönerler boşlukta. Yıldızlar gibi parlayarak yüzen o kandillerin içinde bir tanesi zalim bir ışık saçar… İşte büyük ifrit Gallusar’ın kurduğu düzenin en mukavim alametidir. O yıldıza Şafak Sınırı derler; karanlığın ışık kılığına büründüğü sonsuz bir tutulma anında asılı durur. Şafak Sınırı KaÇKa dünyasında yüzen diyarlardan biridir. Bunlara “Miras” diyoruz. Bu […]

Kaynak

Bu pınarın suyu yok, orada efsaneler akar. Şafak Sınırında hayat öykülerden oluşur. Orada akan suyun sesini dinle. Bir şeyler fısıldadığını duyacaksın. Bir gölgenin ayak sesiyle karıştırma. Aynı anda terennüm edilen binlerce ağıt içinde unutulmuş efsanelerin koyu bir tortusu akar o pınardan. Şafağın Sınırında yakılan tüm türküler, kahramanların koluna güç veren koşuklar, ozanlara ilham olan destanlar […]

Düşmanlık Taşı

Şu uğursuz dikilitaşa iyi bakın. Mirasların üzerinde bir tehdit gibi dimdik durur ya hani… Bu dikilitaş benim erkim, erliğimdir, der Gallusar. Hem geceye hem de gündüze sapladım onu; hem toprağa hem de destanlara sapladım. Hem ışığı hem de karanlığı deler benim dikilitaşım, Şafağın Sınırında durup siyahı beyaza hasım eder. Öyküleri tam ortadan iki kutba böler […]

Gallusar

“Ozanların hırsından doğdum ben, destanlarda dökülen kan ve gözyaşı benim damarımda akar. Kahramanları ölümsüz kılan, onları efsanelerinde donduran benim.” Gallusar; yaşlı ifrit karanlığın içinde gözlerini açtı. Önce bir hiçliğin içinde olduğunu sandı, kıvrandı. Korkunç bir açlık hissetti. Varlığının iplikleri kopmaya, zihni dağılmaya yüz tuttu. Açlık dayanılmazdı, boşluğun içinde neye ihtiyacı olduğunu bilmeden uzun süre oğundu […]

Zafer Yolları

Kahramanı kahraman yapan şey başından geçenin destan olmasıdır. Bir kahraman ancak destanını anlatan bir ozan varsa ancak kahramandır. Karanlık devirlerde kahramanlara ihtiyaç duyulur. Kolay günlerde tembel, zorun ve uğraşın içinde ise savaşçılar yetişir derler. KAÇKA’nın kahramanları zor günlerde yapıp ettikleri destan olmuş, haklarında şarkılar, masallar, romanlar, operalar yazılmış, öyküleri durmadan yeniden anlatılan kişiler. Dünyanın her […]

AHD-İ EVVEL

Enheduanna ilk ozan, ilk kurban. Uruk kentinin katiplerindendi. O kadın kil tabletlere öyle uzun süre yazdı ki daha önce kim olduğunu ne yaptığını unuttu. Tüm vaktini sadece öyküler yazmaya vakfetti, yüzlerce binlerce kil tableti destanlarla doldurdu. O kadar çok yazdı ki yazdıkları yaşanmış mıydı yoksa kendisi mi uydurmuştu karıştırdı. İşte o an katiplik yolundan saptı […]

Şafak Sınırı

Şafak Sınırı ne gündüz ne de gece, iki kapılı bir han, geçenler ne içeri girer ne de dışarı çıkar; ne ölüdürler ne diri, orada sadece destanlar yaşar. Kafanı kaldırıp bir bak gökyüzüne, şafağın kızıl sınırındaki o büyük yıldız var ya, işte orada efsaneler yazılır. Öyküleri ozanlar söylese ve kahramanlar oynasa da öykülerin anası doğdukları yerdir. […]

Karanlık Çağın Kahramanları

Hatırla; yine beş kahraman, yine girdik alemlerin fecrine. Çatallı yol ağzında dururken, ötede kara kulelerin uğursuz kızıl ışıkları duman altı… Zafere giden üç yol var; üçü de geceyle gündüzün, hakikatle sözün arasında kısılıp kalmış. Savaş borusu çaldı mı destan yazanlar bir bir kopar, saçlarında rüzgâr, kalplerinde tutkuyla yollara çıkar. Yollardan ezelden beridir akar gölgeler. O […]